alıştırmalar

listen to the pronunciation of alıştırmalar
Türkçe - İngilizce
Exercises
alış
{i} receiving
alış
{i} taking

I am in the habit of taking a walk every day. - Her gün yürümeye alışkınım.

I am in the habit of taking a shower in the morning. - Sabah duş almaya alışkınım.

alış
{i} buying

She arranges the buying and selling of houses in and around Deal. - O Deal'in içinde ve çevresinde ev alışı ve satışı düzenlemektedir.

You could save money by buying in bulk. - Toptan alışveriş yaparak para tasarrufu yapabilirsin.

alış
{i} reception

His new book met with a favorable reception. - Onun yeni kitabı tatminkar bir alışla karşılaştı.

alıştırma
{i} training
alıştırma
{i} exercise

I am helping my sister to do her math exercises. - Matematik alıştırmaları için kız kardeşime yardım ediyorum.

I solved every exercise in less than half an hour. - Bütün alıştırmaları yarım saatten kısa bir sürede çözdüm.

alıştırma
{i} practice

Learning a second language requires a lot of practice. - İkinci bir dil öğrenmek birçok alıştırma gerektirir.

Practice makes perfect. - Alıştırma mükemmel yapar.

alış
(Bilgisayar) receive
alış
(Ticaret) purchasing
alış
(Ticaret) bid
alış
(Ticaret) procurement
alıştırma
fit
alıştırma
(Otomotiv) running in
alıştırma
(Jeoloji) bedding
alış
got used to
alış
gotten used to
alış
get used

It'll take some time to get used to living here. - Burada yaşamaya alışmak biraz zaman alacak.

It always takes time to get used to a new place. - Yeni bir yere alışmak her zaman zaman almaktadır.

alıştırma
lapping
alıştırma
habituation
alıştırma
shakedown
alış
taking, receiving
alış
taking; receiving; purchase, buying
alış
purchase, buying
alış
we buy
alıştırma
breaking something in
alıştırma
exercise, drill; practice; training
alıştırma
breaking in
alıştırma
familiarization
alıştırma
{i} drill
alıştırma
green run
alıştırma
{i} readjustment
kompozisyon ve alıştırmalar
composition and exercises