a former basic monetary unit of spain and spanish colonies in the americas

listen to the pronunciation of a former basic monetary unit of spain and spanish colonies in the americas
الإنجليزية - التركية

تعريف a former basic monetary unit of spain and spanish colonies in the americas في الإنجليزية التركية القاموس.

real
{s} gerçek

Yakın bir gelecekteki senin ziyaretini gerçekten dört gözle bekliyorum. - I really look forward to your visit in the near future.

O gerçekten akıllı, değil mi? - She's really smart, isn't she?

real
{s} hakiki

Hakiki kadınların kıvrımları vardır. - Real women have curves.

Sen hiç hakiki Macar tas kebabı yedin mi? Hayır ama gerçekten yemek istiyorum. - Have you ever had genuine Hungarian goulash? No, but I'd really like to.

real
{s} reel

Reel sayılar kümesi sayılamazdır. - The set of real numbers is uncountable.

x bir reel sayı olmak üzere, x² + kx - 3k > 0 eşitsizliğinde k sabitinin alabileceği değer aralığını bulunuz. - Determine the range of values of the constant k to which the quadratic inequality x² + kx - 3k > 0 holds for any real value of x.

real
{s} asıl

Okuyucular, röportajların asıl hedefidir. - The readers are the real target of interviews.

Sınavlar eğitimin asıl amacına müdahale eder. - Examinations interfere with the real purpose of education.

real
real property mülk
real
gerçekten çok

Aman Tanrım, bu dondurma gerçekten çok iyi! - Damn, this ice cream is really good!

Sen Fransa'dayken seni gerçekten çok özlemiştim. - I really missed you when you were in France.

real
the real thing esaslı şey
real
(isim) real [fin.]
real
mülk
real
{s} etkin
real
{s} sabit

x bir reel sayı olmak üzere, x² + kx - 3k > 0 eşitsizliğinde k sabitinin alabileceği değer aralığını bulunuz. - Determine the range of values of the constant k to which the quadratic inequality x² + kx - 3k > 0 holds for any real value of x.

real
has

O, yeni pantolon askısı hakkında gerçekten hassas. - She's really touchy about her new braces.

Mary gerçekten hasta değil. Numara yapıyor. - Mary isn't really sick. She's faking it.

real
sahici
real
real image gerçek gürüntü
real
{s} asıl: the real problem asıl sorun. his real aim onun asıl amacı
real
gerçekten

Yakın bir gelecekteki senin ziyaretini gerçekten dört gözle bekliyorum. - I really look forward to your visit in the near future.

Seni anlamak gerçekten çok zor. - Understanding you is really very hard.

real
(zarf) gerçekten, sahiden, cidden
real
{s} aktif
الإنجليزية - الإنجليزية
real-
real
a former basic monetary unit of spain and spanish colonies in the americas

    الواصلة

    a form·er Bas·ic mon·e·ta·ry Unit of Spain and Span·ish Co·lo·nies in the americas

    التركية النطق

    ı fôrmır beysîk mänıteri yunıt ıv speyn ınd spänîş kälıniz în dhi ımerıkız

    النطق

    /ə ˈfôrmər ˈbāsək ˈmänəˌterē ˈyo͞onət əv ˈspān ənd ˈspanəsʜ ˈkälənēz ən ᴛʜē əˈmerəkəz/ /ə ˈfɔːrmɜr ˈbeɪsɪk ˈmɑːnəˌtɛriː ˈjuːnət əv ˈspeɪn ənd ˈspænɪʃ ˈkɑːləniːz ɪn ðiː əˈmɛrəkəz/
المفضلات