Tom kayaya tırmanma girişiminde bulunuyor.
- Tom is attempting to climb the rock.
Yeryüzüne ilk çıkışından beri, insan oğlu bilgi topladı ve faydalı fikirleri diğer insanlara bildirme girişiminde bulundu.
- Since their first appearance on earth, men have gathered information and have attempted to pass useful ideas to other men.
Diğer insanların eşyalarını çalmaya kalkışma!
- Don't attempt to steal other people's belongings!
Bunu tek başına yapmaya kalkışma.
- Don't attempt to do this by yourself.
On altıncı yüzyılda Osmanlı Türkleri Akdeniz ve Kızıldeniz'i birleştirmek için Mısır'da bir kanal inşa etmeye teşebbüs ettiler.
- In the sixteenth century Ottoman Turks attempted to construct a canal in Egypt to unite Mediterranean Sea and Red Sea.
O, kendini öldürmeye teşebbüs etti.
- She attempted to kill herself.
Sorunu düzeltmeye çabalıyoruz.
- We're attempting to correct the problem.
Tüm çabalarımız boşunaydı.
- All our attempts were in vain.
Dan soyguna girişmek istedi.
- Dan wanted to attempt the robbery.
Tom Mary'yi onunla birlikte kiliseye gitmek için ikna etmeye çalıştı.
- Tom attempted to persuade Mary to go to church with him.
Onunla iletişim kurmaya çalışıyorlar.
- They're attempting to contact her.
Başyapıtlar yalnızca başarılı denemelerdir.
- Masterpieces are only successful attempts.
Bu deneme başarısızlıkla sonuçlandı.
- This attempt resulted in failure.
Başyapıtlar yalnızca başarılı denemelerdir.
- Masterpieces are only successful attempts.
Bütün denemelerim başarısız oldu.
- All of my attempts have failed.
The revolutionaries made several attempts on the monarch's life.
... And the Mundaneum was an attempt to index all the ...
... >>Mike Cleron: Okay, well, that was a brave attempt. ...