aza

listen to the pronunciation of aza
التركية - الإنجليزية
(a) member (of a club, society, etc.)
(Anatomi) member, (a) part (of the body); organ; limb
member " üye; limbs, organs
members (of a club, society, etc.)
(Anatomi) members, parts (of the body); organs; limbs
fall

Mr. Jones reprimanded me for falling asleep during class. - Bay Jones ders esnasında uyuduğum için beni azarladı.

A language is considered dead when the number of native speakers falls to less than 10. - Anadili olarak konuşan kişi sayısı 10'dan aza düştüğünde bir dil ölü olarak kabul edilir.

aza kanaat etmek
do with less
aza razı olmak
lover one's sights
aza çoğa bakmamak/ çok dememek
to be satisfied with what one gets
murahhas aza
Corporate executive
murahhas aza
Corporate executive, executive appointed by the board of directors of a corporation
denetimi en aza indirmek
(Hukuk) deregulate
en aza indirmek
(Hukuk) m inimize
الإنجليزية - الإنجليزية
Used attributively for a nitrogen atom substituted for a carbon atom within a ring

However, aza N-atoms (~N=) have to be counted, if they replace methine groups in the chain..

Of or pertaining to a substituted nitrogen atom within a cyclic compound
التركية - التركية
(Osmanlı Dönemi) (C.: Uzâ) Kertenkele
(Hukuk) Vücutta belli bir işlevi yerine getiren bölüm
Üye
Vücut parçası, organ
Vücut parçası, organ: "Bu vücut, bütün azası kırılmış, birbiri üstüne yığılmış bir külçe hâlinde."- Y. K. Karaosmanoğlu
Üye: "Komşu gencine yüz vermemiş, çocuklu bir mahkeme azasıyla evlenmişti."- R. N. Güntekin
(Osmanlı Dönemi) üye; organ, bedenin her bir uzvu
AZA'
(Osmanlı Dönemi) Başa gelen musibete sabretmek
AZA'
(Osmanlı Dönemi) Bir kimseyi babasına nisbet etmek
aza

    الواصلة

    a·za

    النطق

    علم أصول الكلمات

    (combining form.) International Scientific Vocabulary az- + -a-.
المفضلات