gözlüğünü

listen to the pronunciation of gözlüğünü
التركية - الإنجليزية
sun glasses
gözlük
goggles

Tom always wears goggles when he swims. - Tom her zaman yüzerken gözlük takar.

Why is Tom never wearing safety goggles? - Tom neden koruyucu gözlük takmıyor?

gözlük
{i} glasses

You should take another pair of glasses when you go abroad. - Yurtdışına giderken, bir çift gözlük daha almalısınız.

My mother can't read without glasses. - Annem gözlüksüz okuyamaz.

gözlük
eyeglasses

He wears eyeglasses to read. - O okumak için gözlük takar.

Black eyeglasses cover the eyes of my blind colleague. - Siyah gözlükler kör meslektaşımın gözlerini örter.

gözlük
spectacles

Almost one-third of all office workers wear spectacles. - Hemen hemen tüm ofis çalışanlarının üçte biri gözlük takıyor.

Grandmother lifted her spectacles. - Büyükanne gözlüklerini kaldırdı.

gözlük
specs
gözlük
spectacle

Almost one-third of all office workers wear spectacles. - Hemen hemen tüm ofis çalışanlarının üçte biri gözlük takıyor.

Grandmother lifted her spectacles. - Büyükanne gözlüklerini kaldırdı.

gözlük
goggle

Tom always wears goggles when he swims. - Tom her zaman yüzerken gözlük takar.

Tom always wears goggles when he rides his motorcycle. - Tom motosikletine binerken daima gözlük takar.

gözlük
eyeglass

He cannot drive without eyeglasses. - O, gözlük olmadan araba kullanamaz.

Black eyeglasses cover the eyes of my blind colleague. - Siyah gözlükler kör meslektaşımın gözlerini örter.

gözlük
eye glasses
Gözlük
(Tıp) mia glass
gözlük
beekeeper's mask
gözlük
glasses, spectacles, eyeglasses, specs; goggles
gözlük
blinders, blinkers (for a horse)
gözlük
a pair of spectacles
gözlük
glass

My mother can't read without glasses. - Annem gözlüksüz okuyamaz.

Tom is looking for his glasses. - Tom gözlüklerini arıyor.

gözlük
a pair of eyeglasses
gözlük
glasses, spectacles, eyeglasses; goggles
التركية - التركية

تعريف gözlüğünü في التركية التركية القاموس.

Gözlük
camekan
gözlük
Görme bozukluğu olan gözlerin daha iyi görmesine veya gözleri korumaya yarayan, bir çerçeveye yerleştirilmiş çift camdan oluşan araç: "Doktor, elinden gazetesini bıraktı, gözlüğünü düzeltti."- M. Ş. Esendal
gözlük
Gözene
gözlük
Atların çevreden ürkmemeleri için gözlerinin iki yanına takılan siper
gözlük
Görme bozukluğu olan gözlerin daha iyi görmesine veya gözleri korumaya yarayan, bir çerçeveye yerleştirilmiş çift camdan oluşan araç
gözlük
Gözlü olma durumu