kab

listen to the pronunciation of kab
الإنجليزية - التركية

تعريف kab في الإنجليزية التركية القاموس.

balls up İİ, kab, arg
içine sıçmak
التركية - التركية
(Osmanlı Dönemi) Çok eski devir silâhlarından olan yayın kabzası (tutacak yeri) ile köşesi arasındaki mesafe, her "yay" da "iki kab" olan miktar
Arabacının geride yüksek bir yerde oturtuğu ingiliz at arabası
Tavla zarı
Mezopotamya'da kullanılan yaklaşık 2,187 litre değerindeki eski hacim ölçüsü
Uzaklık işareti
KAB'
(Osmanlı Dönemi) Seyahat edip gezmek
KAB'
(Osmanlı Dönemi) Atın burnu içinden çıkan hırıltı
KAB'
(Osmanlı Dönemi) Nefesi tutulmak
A'KAB
(Osmanlı Dönemi) (Akab. C.) Bir şeyin hemen sonrası
Mİ'KAB
(Osmanlı Dönemi) Kızdan sonra oğlan doğuran kadın. Bir oğlan sonra bir kız doğuran
İSTİ'KAB
(Osmanlı Dönemi) Birisinin kusurlarını, ayıplarını arraştırmak
الإنجليزية - الإنجليزية
Variant of cab
التركية - الإنجليزية
cup
fuck
pussy
arse
prick
nut

A coconut is not a nut. - Bir hindistan cevizi kabuklu bir yemiş değildir.

Tom is allergic to nuts, but not peanuts. - Tom'un yer fıstığı hariç sert kabuklu yemişlere alerjisi vardır.

pecker
lay

Fadil tied the cable to Layla's hands. - Fadıl kabloyu Leyla'nın ellerine bağladı.

Layla's nightmare was only beginning. - Leyla'nın kabusu daha yeni başlıyordu.

wank
screw
pass

She could pass for twenty. - O yirmi olarak kabul edildi.

He passes for a college student. - O bir üniversite öğrencisi olarak kabul edilmektedir.

el-kab
al-kab
İnşaat İmkan ve Kabiliyetleri Sözleşmesi (Deniz Kuvvetleri); İnşaat İmkan ve Kab
(Askeri) construction capabilities contract (Navy); Construction Capabilities Contract Process; construction capabilities contract program