kullanışsız

listen to the pronunciation of kullanışsız
التركية - الإنجليزية
useless

Why is machine translation useless? - Makine çevirisi neden kullanışsızdır?

Nothing in nature is useless. - Doğada hiçbir şey kullanışsız değildir.

impractical

That's an impractical idea. - O kullanışsız bir fikir.

We all consider your idea to be impractical. - Hepimiz senin fikrinin kullanışsız olduğunu düşünüyoruz.

incommodious
unhandy
useless, unhandy; unserviceable
disabled
unpractical
awkward
impracticable
unadaptable
unworkable
unwieldy
cumbersome, clumsy, awkward
(Bilgisayar) illegal
inutile
clunky
clumsy
intrusive
cumbersome
unuseful
kullan
{f} using

To win his audience, the speaker resorted to using rhetorical techniques he learned from his communication courses. - Seyircisini kazanmak için konuşmacı, iletişim kurslarından öğrendiği retorik teknikleri kullanarak başvurdu.

By using Tatoeba one learns languages. - Bir insan Tatoeba'yı kullanarak dil öğrenir.

kullan
{f} used

The gym is used for the ceremony. - Spor salonu, tören için kullanıldı.

Uranium is used in the production of nuclear power. - Uranyum, nükleer gücün üretiminde kullanılmaktadır.

kullan
{f} exploiting

Some people try to gain advantage by exploiting their personal contacts. - Bazı insanlar kendi kişisel bağlantılarını kullanarak avantaj kazanmaya çalışır

kullan
{f} ply
kullan
utilize

I want you to utilize that object. - O nesneyi kullanmanı istiyorum.

Atomic energy can be utilized for peaceful purposes. - Atom enerjisi barışçıl amaçlarla kullanılabilir.

kullan
used to

That car dealer gave me a bum steer when he told me this used Toyota was in good condition. - O araba satıcısı bu kullanılmış Toyota'nın iyi durumda olduğunu söylediğinde bana yanlış bilgi vermiş.

I used to use Twitter, but then found it a bit boring, so I stopped using it. - Twitter'ı kullanırdım, fakat sonra onu sıkıcı biraz buldum, bu yüzden onu kullanmayı durdurdum.

kullan
make use of

Many young people make use of their summer vacation to climb Mt. Fuji. - Birçok genç insan yaz tatilini Fuji Dağına tırmanmak için kullanıyor.

Next time I switch jobs, I need work that will let me make use of the experience I've gained up to now. - Gelecek sefer iş değiştireceğim. Benim şu ana kadar kazandığım deneyimi kullanmama izin verecek işe ihtiyacım var.

kullan
{f} use

Na'vi language is used in Avatar. - Na'vi dili Avatar'da kullanılır.

You used a condom for birth control, right? - Doğum kontrolü için bir prezervatif kullandın, değil mi?

kullan
{f} exploit

Some people try to gain advantage by exploiting their personal contacts. - Bazı insanlar kendi kişisel bağlantılarını kullanarak avantaj kazanmaya çalışır

The police found two crushed mobile phones in a trash can near the site of the killings and are attempting to exploit the data contained in them. - Polis cinayetlerin bulunduğu yere yakın bir çöp kutusunda ezilmiş iki cep telefonu buldu ve onların içerdikleri veriyi kullanmaya çalışıyor.

kullan
wield

Do you know how to wield an épée? - Epeyi nasıl kullanacağını biliyor musun?

Sami was wielding a knife. - Sami bir bıçak kullanıyordu.

kullan
get round
kullan
got round
kullan
(Bilgisayar) play

Do you usually use a pick when you play the guitar? - Gitar çaldığında bir mızrap kullanıyor musun?

Mary used her fork to play with the food on her plate. - Mary çatalını tabağındaki yemekle oynamak için kullandı.

التركية - التركية
Kullanılması güç, kullanılmaya elverişli olmayan