sahih

listen to the pronunciation of sahih
التركية - الإنجليزية
valid
(Osmanlıca) good
sahih çocuk
(Kanun) legitimate child
nesepi gayri sahih
law illegitimate, born out of wedlock
nesepi sahih
law legitimate, born in wedlock
التركية - التركية
(Osmanlı Dönemi) doğru, kusursuz, şüphesiz
Gerçek, doğru, sağın, hakikî
SAHİH
(Osmanlı Dönemi) Edb: Gerek söz bakımından ve gerek mânâca noksanları bulunmayan ifade
SAHİH
(Osmanlı Dönemi) Hâlis, kusursuz, şüphesiz
SAHİH
(Osmanlı Dönemi) Fık: Rükünleri ve şartları tamam olan herhangi bir ibâdet ve muâmele
SAHİH
(Hukuk) Sıhhatli, gerçek, düzgün, doğru
SAHİH
(Osmanlı Dönemi) Gr: Kelimenin kök harfleri (Huruf-u asliye) : 1- Hemzeden; 2- İki aynı harf yanyana geldiği zaman, yalnız biri yazılıp üzeri şeddelenmekten; 3- Harf-i illet "vay-ye" ve bunlardan dönen "elif"den sâlim bulunursa kelime sahih olur
ADEDİ SAHİH
(Hukuk) Doğru sayı
nesebi sahih
Kanuna uygun bir evlenme sonunda doğan (çocuk)
sahih
المفضلات