sakin olmak

listen to the pronunciation of sakin olmak
التركية - الإنجليزية
be calm
calm down

You have to calm down. - Sakin olmak zorundasın.

Sami has to calm down. - Sami sakin olmak zorunda.

settle down
(deyim) keep one's head
keep cool
keep one's temper
keep still
to calm down

Sami has to calm down. - Sami sakin olmak zorunda.

I closed my eyes to calm down. - Sakin olmak için gözlerimi kapattım.

reside
abide
dwell
inhabit
sakin ol
be cool

Calm down and be cool. - Sakin ol ve rahat ol.

He's trying to be cool. - Sakin olmaya çalışıyor.

sakin ol
(Konuşma Dili) go easy
sakin ol
Take it easy

Take it easy. I can assure you that everything will turn out fine. - Sakin olun. Ben her şeyin güzel olacağına sizi temin edebilirim.

Take it easy. I can assure you that chances are in your favor. - Sakin olun. Ben fırsatların sizin lehinize olduğunu size temin ederim.

sakin ol
stay calm

Stay calm and do your best. - Sakin ol ve elinden geleni yap.

Stay calm and keep going. - Sakin olun ve gitmeye devam edin.

sakin ol
keep still
sakin ol
keep your hair on
sakin ol
keep cool

Tom is trying to keep cool. - Tom sakin olmaya çalışıyor.

sakin ol
cool it
sakin ol
steady on
sakin olma
location
التركية - التركية
Bir yerde yerleşmek, oturmak
Sakin duruma gelmek
(Osmanlı Dönemi) HEDA
(Osmanlı Dönemi) REKU'
(Osmanlı Dönemi) HÜD'
(Osmanlı Dönemi) NEST
(Osmanlı Dönemi) HAFT
(Osmanlı Dönemi) SEKN
(Osmanlı Dönemi) HÜKU'
(Osmanlı Dönemi) UKD