الإنجليزية - التركية
تعريف to fashion, shape, mold, delineate في الإنجليزية التركية القاموس.
- model
- model
- model
- manken
Bir manken olduğunu bilmeliydim.
-I should've known you were a model.
Hem Tom hem de Mary mankenlik yapıyor.
-Both Tom and Mary work as models.
- model
- meşk
- model
- misal
- model
- eşantiyon
- model
- kalıbını çıkarmak
- model
- tip
- model
- {i} numune
- model
- {i} örnek
Tom her zaman bir örnek öğrenci olmuştur.
-Tom has always been a model student.
Meryem her zaman örnek bir öğrenci oldu.
-Mary has always been a model student.
- model
- {s} örnek olan
- model
- örnek tutulacak kimse
- model
- modelini yapmak
- model
- model modellik yap/yap
- model
- {f} --ed/--led
- model
- {i} güz. san. model
- model
- {f} örneğe göre yapmak
- model
- örnek tutulmaya lâyık
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف to fashion, shape, mold, delineate في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- {v} model
to fashion, shape, mold, delineate
الواصلة
to fashion, shape, mold, de·lin·e·ateالنطق
Resimler
المفضلات