ara sıra

listen to the pronunciation of ara sıra
Türkçe - İngilizce
sometimes

Lucy sometimes visits May. - Lucy ara sıra May'i ziyaret eder.

I know that you still cry for me sometimes. - Ara sıra hâlâ benim için ağladığını biliyorum.

occasionally

We will visit you occasionally. - Sen ara sıra ziyaret edeceğiz.

Robert occasionally visits me. - Robert ara sıra beni ziyaret eder.

once in a while

I play tennis once in a while. - Ara sıra tenis oynarım.

Don't just read books. Go outside once in a while and get some exercise. - Sadece kitap okumayın. ara sıra dışarı gidin ve biraz egzersiz yapın.

from time to time

My uncle comes to see me from time to time. - Amcam ara sıra beni görmeye gelir.

My son came to see me from time to time. - Ara sıra oğlum beni ziyarete geliyordu.

on and off

It has been raining on and off since last night. - Dün geceden beri ara sıra yağmur yağıyor.

It has been raining on and off since this morning. - Bu sabahtan beri ara sıra yağmur yağıyor.

in snatches
off and on

Tom and Mary have been dating off and on for a year. - Tom ve Mary bir yıldır ara sıra çıkıyorlardı.

It has been snowing off and on since last night. - Dün geceden beri ara sıra kar yağıyor.

from time to time, now and then, at times, on and off, every so often
ever and anon
in places
by snatches
every now and then

Tom enjoys a glass of wine every now and then. - Tom ara sıra bir bardak şarabı sever.

I hear from him every now and then. - Ara sıra ondan haber alıyorum.

betweenwhiles
every once in a while

Every once in a while I study Esperanto. - Ara sıra Esperanto çalışıyorum.

Tom and I run into each other at the supermarket every once in a while. - Tom ve ben ara sıra süpermarkette birbirimize rastlıyoruz.

now and then

I like to ride a horse now and then. - Ara sıra ata binmeyi severim.

Tom enjoys a glass of wine every now and then. - Tom ara sıra bir bardak şarabı sever.

now and again

Let me hear from you now and again, will you? - Ara sıra senden haber almama izin ver, verecek misin?

on occasion

I am absent from school on occasion. - Ara sıra okula gitmem.

They eat meat on occasion. - Onlar ara sıra et yerler.

here and there
every now and again
sporadic

Does the error occur regularly or sporadically? Is the error reproducible? - Hata düzenli olarak mı yoksa ara sıra mı meydana geliyor? Hata yeniden üretilebilir mi?

ever and none
(deyim) few and far between
every so often
betweentimes
while

I hear from him once in a while. - Ara sıra ondan haber alırım.

I play tennis once in a while. - Ara sıra tenis oynarım.

interval
ara sıra olabilen
odd
ara sıra olan
sporadic
ara sıra olan
snatchy
ara sıra uğraşmak
dabble in
ara sıra yağmur yağan
showery
ara sıra/da sırada
now and then, from time to time, occasionally
ancak ara sıra iyi olan
spotty
arasıra
sometimes

Write to me sometimes and let me know how you are doing. - Arasıra bana yaz ve nasıl olduğundan beni haberdar et.

arasıra
betimes
arasıra
once in a while
arasıra
here and there
arasıra
here
Türkçe - Türkçe
Seyrek olarak, zaman zaman

Harabeyi dolaşırken ara sıra perişan kalabalıklara rast geliyoruz.- F. R. Atay.

çat pat