be fucked up

listen to the pronunciation of be fucked up
İngilizce - Türkçe
(iş/işler) berbat olmak, mahvolmak, rezil olmak
kafayı yemek
kafayı üşütmüş olmak
mahvolmak
rezil olmak
berbat olmak
kafayı yemek, kafayı yemiş olmak; kafayı üşütmüş olmak
be up
bilmek
be up
artmış olmak
be up
sona ermiş olmak
be up
ayakta olmak

Bütün gece ayakta olmak istemiyorum. - I don't want to be up all night.

6.30'a kadar ayakta olmak zorundayım. - I have to be up by 6:30.

be up
kapalı olmak
be up
(Konuşma Dili) olmak üzere
be up
bitmiş olmak
be up
yükselmek: "His fever iş up. - Ateşi yüksek."
be up
keyfi yerinde olmak, mutlu olmak
be up
yataktan kalkmış olmak; henüz yatmamış olmak: "He's never up before six. - Saat altıdan önce hiç yataktan kalkmaz."; "She's never up after ten at night. - Gece saat ondan önce yatar hep."
be up
(deyim) sona ermek,bitmek
be up
iyi anlamak
be up
1. yataktan kalkmış olmak; (uykuya) yatmamış olmak: He's never up before seven. Saat yediden önce hiç yataktan kalkmaz. She's never up after
fucked up
bok gibi
fucked up
berbat
fucked up
rezalet
fucked up
bombok
İngilizce - İngilizce

be fucked up teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı

fucked up
reprehensible; clearly and grossly objectionable

That new policy's fucked up, man; how many more freedoms can we lose?.

fucked up
Simple past tense and past participle of fuck up

I fucked up my car last night.

fucked up
in disarray or dishevelment (emotionally or otherwise)

Ever since she left me, I’ve been all fucked up.

fucked up
drunk; wasted; incredibly intoxicated (not necessarily with alcohol)

Let’s go get fucked up after work.

fucked up
damaged; poorly manufactured; injured

My back’s all fucked up from football.

fucked up
messed up, faulty, defective, abnormal, sub-standard
be fucked up