What do you think would happen if the earth stopped spinning?
- Sence dünyanın dönmesi durursa ne olur?
What makes the earth spin?
- Dünya'nın dönmesine ne neden olur?
Conversion to the metric system was opposed by tool manufacturers.
- Metrik sisteme dönmeye üreticileri tarafından karşı çıkıldı.
She did not turn up after all.
- Beklenenin tersine geri dönmedi.
He never turns his back on a friend in need.
- Muhtaç arkadaşlarına asla sırtını dönmez.
Sami's world stopped turning.
- Sami'nin dünyası dönmeyi bıraktı.
Before turning, put on your blinkers to warn other drivers.
- Dönmeden önce diğer sürücüleri uyarmak için sinyal lambalarını yak.
Who were you with on the Ferris wheel?
- Dönme dolapta kimle birlikteydin?
Do you know who invented the Ferris wheel?
- Dönme dolabı kimin icat ettiğini biliyor musun?
She loved fat men, so she decided to convert to Buddhism.
- O şişman erkekleri seviyordu, bu yüzden Budizm'e dönmeye karar verdi.
It's too late to turn back.
- Geri dönmek için çok geç.
It's too late to turn back now.
- Şimdi geri dönmek için çok geç.
In order to return to our era, what should we do?
- Çağımıza geri dönmek için ne yapmalıyız?
The president was forced to return to Washington.
- Başkan Washington'a dönmek zorunda kaldı.
We're going to have to turn back.
- Geri dönmek zorunda kalacağız.
It's too late to turn back now.
- Şimdi geri dönmek için çok geç.
If you don't want to come back, I'll understand.
- Geri dönmek istemiyorsan, anlarım.
Do you want to come back to my office?
- Ofisime geri dönmek istiyor musun?
The first Ferris wheel was built in 1893 in Chicago.
- İlk dönme dolap 1893 yılında Chicago'da inşa edildi.
The Ferris wheel is my favorite.
- Dönme dolap benim favorimdir.
This catterpillar will turn into a beautiful butterfly.
- Bu tırtıl harika bir kelebeğe dönüşecek.
Instead, I will turn to a discussion of the two economic variables I defined a moment ago.
- Onun yerine az önce tanımladığım iki ekonomik değişkenin tartışmasına döneceğim.
Do you think I'm too old to go back to school?
- Benim okula geri dönmek için çok fazla yaşlı olduğumu düşünüyor musunuz?
Tom didn't want to go back to where he was born.
- Tom doğduğu yere geri dönmek istemiyordu.
The last time I called her she told me that she wants to get back to Italy.
- Onu son kez aradığımda, bana İtalya'ya geri dönmek istediğini söyledi.
Tom asked Mary to stay, but she had to get back to work.
- Tom Mary'den kalmasını rica etti fakat o işe geri dönmek zorundaydı.
It's unlikely that Tom will ever return home.
- Tom'un eve geri dönmesi olası değil.
I'll bet Madonna doesn't return to her career for awhile.
- Madonna'nın kariyerine bir süre için geri dönmeyeceğine bahse girerim.
In Spanish, there are many different expressions to indicate changes and transformations.
- İspanyolcada, değişiklikleri ve dönüşümleri göstermek için birçok farklı ifadeler vardır.
A steam engine is a machine by means of which heat is transformed into work.
- Bir buhar makinesi onun vasıtasıyla ısının işe dönüştürüldüğü bir makinedir.
Who were you with on the Ferris wheel?
- Dönme dolapta kimle birlikteydin?
Do you know who invented the Ferris wheel?
- Dönme dolabı kimin icat ettiğini biliyor musun?
I saw his car veering to the right.
- Onun arabasının sağa doğru döndüğünü gördüm.
Tom will never back down.
- Tom asla sözünden dönmeyecek.
Tom refused to back down.
- Tom sözünden dönmeyi reddetti.
I saw his car veering to the right.
- Onun arabasının sağa doğru döndüğünü gördüm.
The Earth is rotating from West to East.
- Dünya batı'dan doğuya doğru dönüyor.
There is a rotating restaurant at the top of this tower.
- Bu kulenin tepesinde döner restoran var.
The president was forced to return to Washington.
- Başkan Washington'a dönmek zorunda kaldı.
He left the Mexican capital to return to Texas.
- O Texas'a dönmek için Meksika başkentinden ayrıldı.
When will you return?
- Ne zaman geri döneceksin?
After a long absence, she returned home.
- Uzun bir yokluktan sonra eve geri döndü.
He left the Mexican capital to return to Texas.
- O Texas'a dönmek için Meksika başkentinden ayrıldı.
I wanted to return to your village.
- Köyüne dönmek istedim.
I think I have to go back on a diet after Christmas.
- Sanırım ben Noel'den sonra diyete geri dönmek zorundayım.
Tom had to go back the way he'd come.
- Tom geldiği yoldan geri dönmek zorunda kaldı.
Do you want to come back to my office?
- Ofisime geri dönmek istiyor musun?
Tom asked Mary to stay, but she had to get back to work.
- Tom Mary'den kalmasını rica etti fakat o işe geri dönmek zorundaydı.
Tom would've liked to stay longer, but he had to get back to the office.
- Tom daha uzun kalmak isterdi ama ofise geri dönmek zorundaydı.
Snow began whirling through the street.
- Kar sokaklarda fırıl fırıl dönmeye başladı.
There was a storm, and snow began whirling through the street.
- Bir fırtına vardı ve kar sokaklarda fırıl fırıl dönmeye başladı.