It's fun to go out with her.
- Onunla dışarıya çıkmak eğlenceli.
Do you want to go out and get something to eat?
- Dışarıya çıkmak ve yiyecek bir şey almak ister misin?
I went out with my friends.
- Ben arkadaşlarımla dışarı çıktım.
Tom put his hat on and went outside.
- Tom şapkasını giydi ve dışarı çıktı.
He has gone out for lunch already.
- O zaten öğle yemeği için dışarı çıktı.
You'll have to come back in a while: the man dealing with that business has just gone out.
- Kısa bir süre içinde tekrar gelmek zorunda kalacaksın: o işle ilgilenen adam az önce dışarı çıktı.