I am sorry if I disturbed you.
- Sizi rahatsız ettiysem üzgünüm.
The noise disturbed my sleep.
- Gürültü, benim uykumu rahatsız etti.
Don't bother me with such trifles.
- Ufak tefek şeylerle beni rahatsız etmeyin.
Tom didn't want to bother Mary while she was studying.
- Tom Mary'yi çalışırken rahatsız etmek istemedi.
The child bothered him with questions.
- Çocuk sorularla onu rahatsız etti.
People bothered me so much that I couldn't finish my work.
- İnsanlar beni o kadar çok rahatsız etti ki, işimi bitiremedim.
I'm sorry to disturb you.
- Seni rahatsız ettiğim için üzgünüm.
I didn't call on you for fear of disturbing you.
- Rahatsız etme korkusuyla sizi aramadım.
They are talking loudly when they know they are disturbing others.
- Başkalarını rahatsız ettiklerini öğrendiklerinde yüksek sesle konuşuyorlardı..
I'm not disturbing you, am I?
- Sizi rahatsız etmiyorum, değil mi?
He pestered her with questions.
- O sorularla onu rahatsız etti.
Stop pestering me, I'm busy.
- Beni sürekli rahatsız etme, ben meşgulüm.