recoil

listen to the pronunciation of recoil
Englisch - Türkisch
{f} geri çekil

O, efendisinin öfkesi karşısında geri çekildi. - He recoiled before his master's anger.

Biz düşman saldırısı nedeniyle geri çekildik. - We recoiled from the enemy's offensive.

(silah) geri tepmek
geri çekilmek
geri tepme

Geri tepme, silahın hassasiyetini azaltır. - The recoil reduces the weapon's accuracy.

irkilmek
geri çekilme
geritepme
aksiseğirdim
{f} geri gelmek
geri tepme/irkilme
geritepme,v.geri çekil: n.geri çekilme
(Askeri) GERİ TEPME: Bir silah ateşlendiği zaman, merminin ileriye doğru hareketine karşı bir reaksiyondan ve barut gazının geriye olan tesirinden ileri gelen geri tepme hareketi
seğirdim yapmak
seğirdim
{i} (silah) geri tepme
recoilless seğirdimsiz
{i} ürkme
geri tepmek
{i} irkilme
tepki
geritepki
recoil mechanism
(Askeri) geri tepme düzeni
recoil operated
(Askeri) geri tepmeli
recoil pit
(Askeri) geri tepme çukuru
recoil system
(Askeri) geri tepme düzeni
recoil force
geri tepme gücü
recoil liquid
geri tepme sıvı
recoil nucleus
aksi tesir çekirdeği, geritepki çekirdeği
recoil particle
geritepki parçacığı
recoil radiation
aksi tesir radyasyonu, geritepki ışınımı
recoil atom
(Fizik) geritepki atomu
recoil atom
(Fizik) aksi tesir atomu
recoil booster
(Askeri) gaz ayar cihazı
recoil booster
(Askeri) GAZ AYAR CİHAZI: Normal yatay açılar dışındaki açılarda ateş edilirken namludan gazın bir kısmının kaçmasını önleyen ve kesin geri tepme etkisinin sağlanmasında müessir olan makineli tüfek parçası
recoil cylinder
(Askeri) baskı silindiri
recoil cylinder
(Askeri) BASKI SİLİNDİRİ: Atıştan sonra namlunun geriye doğru hareketi, esnasında namluya bağlı pistonun içinde hareket ettiği sabit bir silindir. Geri tepme tesiri ya yaylar ya da piston içindeki deliklerden yavaş yavaş geçen hava veya bir sıvı ile hafifletilir. Ayrıca bakınız: "hydropneumatic" ve "Hydrospring"
recoil mechanism
(Askeri) BASKI DÜZENİ, GERİ TEPME DÜZENİ: Geri tepme enerjisini tedricen emmek suretiyle, top kundağının şiddetli hareketine engel olmak üzere yapılmış tertibat. Geri tepme düzeni, genel olarak komple namlunun geri istikamette gittikçe artan bir mukavemet karşısında hareketine müsaade eden hidrolik, havalı veya yay tipi amortisördür. Buna (recoil system) da denir
recoil nucleus
(Fizik) geritepki çekirdeği
recoil nucleus
(Fizik) aksi tesir çekirdeği
recoil on
geri tepmek
recoil operated
(Askeri) GERİ TEPMELİ, GERİ TEPME DÜZENLİ: Geri tepme enerjisi ile çalışır. Namlunun barut gazı basıncıyla geriye hareket gücü silahı boşaltma ve doldurma düzenini (efecting and loading mechanism) harekete geçirir ve silahı ateşleme durumuna getirir. Geri tepmeli silahlar namlu ile kama gövdesi (breech-block) veya kapak takımı (bolt), bütün geri tepme mesafesi dahilinde hep birlikte geri geldikleri takdirde uzun geri tepmeli (long recoil), bütün bu parçalar yalnız kısa mesafe geri geldikten sonra, kama gövdesi veya kapak takımı açılıp namlunun hareketi durdurduğu taktirde kısa geri tepmeli (short recoil) olarak sınıflandırılır
recoil operated gun
(Askeri) geri tepmeli top
recoil operated weapon
(Askeri) geri tepmeli silah
recoil particle
(Nükleer Bilimler) geri tepen parçacık
recoil pit
(Askeri) GERİ TEPME ÇUKURU: Üst açı grubu ile atışta, geri tepen parçaların (kama ve kama yayı gibi) yere çarpmaması için kundak kolları arasında ve kama yayı altında açılan bir çukur
recoil radiation
(Fizik) geritepki ışınımı
recoil radiation
(Fizik) aksi tesir radyasyonu
recoil spring
(İnşaat) gergi yayı
recoil system
(Askeri) GERİ TEPME DÜZENİ: Bak. "recoil mechanism"
electron recoil
elektron geri tepmesi
recoiled
geriledi

Ben dehşet içinde geriledim. - I recoiled in horror.

aggregate recoil
(Nükleer Bilimler) toplam irkilme
long recoil
(Askeri) UZUN GERİ TEPME: Bak. "recoil operation"
rolling recoil
(Askeri) KAYARAK GERİ TEPME, HAREKETLİ BASKI: Bir demiryolu topunun geri tepmesini gideren tertibat. Top ateş ettiğinde frenleri bağlı durumdaki vagon geriye doğru kayar. Buna eskiden (sliding recoil) denirdi
rolling recoil
(Askeri) kayarak geri tepme
rolling recoil
(Askeri) hareketli baskı
short recoil
(Askeri) KISA GERİ TEPME: Bak. "recoil operated"
short recoil operated
(Askeri) KISA GERİ TEPMELİ: Bak. "recoil operated"
sliding recoil
(Askeri) müteharrik geri tepme
sliding recoil
(Askeri) MÜTEHARRİK GERİ TEPME: Bak. "rolling recoil"
sliding recoil
(Askeri) hareketli geri tepme
Englisch - Englisch
The amount of energy transmitted back to the shooter from a firearm which has fired. Recoil is a function of the weight of the weapon, the weight of the projectile, and the speed at which it leaves the muzzle
To pull back, especially in disgust, horror or astonishment

He recoiled in disgust when he saw the mess.

To retire, withdraw

Ye both forwearied be: therefore a whyle / Iread you rest, and to your bowres recoyle.

to start back as in dismay, loathing, or dread
{v} to rush or fall back, fail, shrink
{n} a rebound, return, motion backward
draw back, as with fear or pain; "she flinched when they showed the slaughtering of the calf"
The state or condition of having recoiled
spring back; spring away from an impact; "The rubber ball bounced"; "These particles do not resile but they unite after they collide"
a movement back from an impact the backward jerk of a gun when it is fired
spring back, as from a forceful thrust; "The gun kicked back into my shoulder"
To draw back, as from anything repugnant, distressing, alarming, or the like; to shrink
the change in direction of movement of a body segment when it forcefully reaches the end of its range of motion
To start, roll, bound, spring, or fall back; to take a reverse motion; to be driven or forced backward; to return
If you recoil from doing something or recoil at the idea of something, you refuse to do it or accept it because you dislike it so much. People used to recoil from the idea of getting into debt She recoiled at the number of young girls who had to live by selling their bodies
To draw or go back
{i} backlash, kickback, rebound; wince, flinch
To turn or go back; to withdraw one's self; to retire
the rearward motion or kick of a gun upon firing
The rearward motion or "kick" of a gun upon firing Recoil in shooting, is the practical effect of Newton's Third Law of Motion: for every action there is and opposite and equal reaction Recoil is typically explained in 3 separate terms: Generated Recoil; Physical Recoil; and Anticipated Recoil For more information on recoil see the information block below
A term used for any move that causes damage to the user which is proportional to the amount of damage to be dealt to the targetted pokemon
the backward jerk of a gun when it is fired
A starting or falling back; a rebound; a shrinking; as, the recoil of nature, or of the blood
Specifically, the reaction or rebounding of a firearm when discharged
If something makes you recoil, you move your body quickly away from it because it frightens, offends, or hurts you. For a moment I thought he was going to kiss me. I recoiled in horror We are attracted by nice smells and recoil from nasty ones. Recoil is also a noun. his small body jerking in recoil from the volume of his shouting
a movement back from an impact
{f} rebound, kick back; flinch, wince, flinch, draw back
recoilment
reculement
kickback
recule
recoiled
past participle of recoil
recoiling
present participle of recoil
recoils
plural of recoil
recoil
Favoriten