dile

listen to the pronunciation of dile
Türkçe - İngilizce
{f} wish

Everybody wished he had been elected governor. - Herkes vali seçilmiş olmayı diledi.

There were times when Tom wished he hadn't married Mary. - Tom'un Mary ile evlenmemiş olmayı dilediği zamanlar olmuştur.

{f} wished

Tom wished he had a decent job. - Tom düzgün bir işi olmasını diledi.

There were times when Tom wished he hadn't married Mary. - Tom'un Mary ile evlenmemiş olmayı dilediği zamanlar olmuştur.

invoke
{f} wishing

She sat next to him wishing she were somewhere else. - O, başka bir yerde olmayı dileyerek onun yanına oturdu

I named my daughter Nairu wishing her long life. - Ona uzun bir ömür dileyerek kızıma Nairu ismini verdim.

verbalized
beg

I must beg your pardon. - Ben sizden özür dilemeliyim.

Tom was beginning to wish he had stayed in the navy. - Tom donanmada kalmış olmayı dilemeye başladı.

articulates