The pigs are not in the pen.
- Domuzlar ağılda değil.
The pigs did not actually work, but directed and supervised the others.
- Aslında domuzlar çalışmadı fakat diğerlerini yönetti ve denetledi.
Don't eat like a pig.
- Domuz gibi yemek yemeyin.
More than 75% of farms raised pigs and milk cows.
- Çiftliklerin %75'inden fazlası domuz ve süt ineği yetiştirdi.
They sacrificed forbidden swine, and put to death all who refused to eat.
- Onlar yasaklanmış domuzu kurban etti, ve onu yemeyi reddeden herkesi öldürdüler.
His father worked as a swineherd.
- Onun babası domuz çobanı olarak çalıştı.
There's a pig in the sty.
- Ahırda bir domuz var.
Wild boar have eaten up all of our potatoes.
- Yaban domuzu bütün patateslerimizi yedi.
Tom is very good friend, but he looks like a wild boar so I don't consider him a potential love interest.
- Tom çok iyi bir arkadaş fakat o bir yaban domuzuna benziyor bu yüzden onu potansiyel bir ilgi duyulan kişi olarak düşünmüyorum.
Tom doesn't like pork.
- Tom domuz eti sevmez.
Is eating pork a sin?
- Domuz eti yemek günah mı?