güle

listen to the pronunciation of güle
Türkçe - İngilizce
gule
The throat; the gullet
To give the color of gules to
gül
{i} rose

The gardener planted a rose tree in the middle of the garden. - Bahçıvan bahçenin ortasına bir gül ağacı dikti.

The roses are in bloom. - Güller çiçek açmışlar.

güle güle
take care
Güle başka isim verseler de yine gül
(Atasözü) A rose by another name would smell as sweet
güle güle
goodbye

I didn't say goodbye to my mom. - Anneme güle güle demedim.

Goodbye. I'll see you at the time we agreed on. - Güle güle. Üzerinde anlaştığımız zamanda görüşürüz.

güle güle
farewell
güle güle
a) goodbye, bye-bye, bye b) laughing c) happily
güle güle
ave
güle güle
take care of yourself
güle güle
bye bye
güle oynaya
happily, joyfully
gül
rosaceous
güle güle
good bye
güle güle
au revoir
gül
rose window
güle güle
cheerio
güle güle
happily
güle güle
laughing
güle güle
goodby

Goodbye. I'll see you at the time we agreed on. - Güle güle. Üzerinde anlaştığımız zamanda görüşürüz.

Goodbye and good luck. - Güle güle ve iyi şanslar.

güle güle kullan
enjoy it!
Güle güle
So long
gül
have a smile
gül
laugh at

We must not laugh at the poor. - Fakirlere gülmemeliyiz.

Your new friends may laugh at some of the things you do. - Yeni arkadaşlarınız yaptığınız bazı şeylere gülebilirler.

gül
{f} laughing

I could hardly resist laughing. - Gülmeye karşı koyamadım.

It is no laughing matter that he couldn't graduate from university this year. - Onun bu yıl üniversiteden mezun olamaması gülünecek bir şey değil.

güle güle
bye
güle güle
good day
gül
laugh#at
güle güle
bye-bye
gül
rose; rose window gülpencere
gül
rose-shaped, rose
gül
(Tabiat Doğa) (bitki, Fam: çitsarmaşığıgiller) rose
gül
{f} laugh

They laughed the speaker down. - Onlar spikeri gülerek susturdular.

Speak of the next year, and the devil will laugh. - Gelecek yıldan bahsedersen şeytan güler.

güle güle
byebye
güle güle
aurevoir
Türkçe - Türkçe
(Osmanlı Dönemi) f. Zülüf. Bükülmüş ve kıvrılmış saç
Yaş üzüm tanesi
güle güle
"Üzüntüsüz bir hayat sürerek, gönül ferahlığı ile (giy, otur, kullan, büyüt...)" anlamında bir iyi dilek sözü
güle güle
Gülerek
güle güle
Vedalaşma sırasında geride kalanın söylediği söz
Gül
verda
GÜL
(Osmanlı Dönemi) f. Küçük ve dikenli bir ağaçta olup şeklinin ve kokusunun güzelliği ile meşhurdur. Şairlere göre bülbülün sevgilisidir. Pek çok cinsi vardır
Gül
(Osmanlı Dönemi) TAYF
Gül
(Osmanlı Dönemi) RİMDİDA'
Gül
(Osmanlı Dönemi) İSPERGAM
Gül
(Osmanlı Dönemi) SEMAD
Gül
(Osmanlı Dönemi) EZMEL
Gül
(Osmanlı Dönemi) CÜLL
gül
özellikle Gotik üslupta yapılmış olan kiliselerde bulunan, taş tirizler ve süslerle parçalara bölünmüş, yuvarlak pencerelere verilen ad
gül
Bu bitkinin katmerli, genellikle kokulu olan çiçeği
gül
Rosa olarak tanımlanan bir süs bitkisi ve aynı adı taşıyan çiçeği
gül
Gülgillerin örnek bitkisi (Rosa)
güle