We were all anxious for your return.
- Hepimiz senin geri dönüşünden ötürü gergindik.
There is no returning to our younger days.
- Daha genç günlerimize geri dönüş yoktur.
He has made a turnaround of a hundred and eighty degrees.
- O, yüz seksen derecelik bir geri dönüş yaptı.
Tom will go back home soon.
- Tom yakında eve geri dönecek.
Do you think I'm too old to go back to school?
- Benim okula geri dönmek için çok fazla yaşlı olduğumu düşünüyor musunuz?
Tom didn't want to go back to where he was born.
- Tom doğduğu yere geri dönmek istemiyordu.
Go back to your seat.
- Koltuğunuza geri dönün.
I'll stay here till you get back.
- Sen geri dönünceye kadar burada bekleyeceğim.
Tom has to get back to work.
- Tom işe geri dönmek zorunda.
He is returning to this city.
- O bu şehre geri dönüyor.
Tom will be returning soon.
- Tom yakında geri dönecek.
He returned to Japan.
- O, Japonya'ya geri döndü.
After a long absence, she returned home.
- Uzun bir yokluktan sonra eve geri döndü.
After a long absence, she returned home.
- Uzun bir yokluktan sonra eve geri döndü.
He returned to America.
- Amerika'ya geri döndü