Both of us are from Tampa.
- Her ikimiz de Tampa'lıyız.
There's no reason both of us need to go to Boston.
- Her ikimizin de Boston'a gitmesi gerektiği konusunda herhangi bir sebep yok.
I grabbed my little sister's hand, and the two of us started to run.
- Küçük kız kardeşimin elini yakaladım ve ardından ikimiz koşmaya başladık.
The two of us aren't that good at chess. We're just playing because we felt like it.
- İkimiz satrançta o kadar iyi değiliz. Sadece canımız istediği için oynuyoruz.
I want for you and me to be happy.
- İkimizin mutlu olmasını istiyorum.
I want you and me to be happy.
- İkimizin mutlu olmasını istiyorum.
Sam is two years younger than Tom.
- Sam Tom'dan iki yaş küçük.
I bought two dozen pencils.
- İki düzine kalem satın aldım.
The orthodontist told him he'd need braces for at least two years.
- Ortodontist ona en az iki yıl süreyle pantolon askısına ihtiyacı olacağını söyledi.
Your words split my heart in twain.
- Sözleriniz kalbimi ikiye böldü.
The number 2015 is represented as 11111011111 in binary.
- 2015 numarası ikili olarak 11111011111 olarak gösterilir.
You two make a nice couple.
- Siz ikiniz çok güzel bir çiftsiniz.
We had a couple glasses of wine.
- İki bardak şarabımız vardı.
Only in love are unity and duality not in conflict.
- Birlik ve ikilik yalnızca aşkta çatışma içinde değildir.
I asked Tom a couple of questions.
- Tom'a iki soru sordum.
See you in a couple of minutes.
- İki dakika içinde görüşürüz.
Either of the two must go.
- İkisinden biri gitmeli.
Either way will lead you to the station.
- Her iki yol da seni istasyona götürecektir.
Hold the vase with both hands.
- Vazoyu iki elinle tut.
Both of my parents were brought up in the country.
- Ebeveynlerimin her ikisi de ülkede yetiştirildiler.
The two sisters lived very quietly.
- İki kız kardeş çok sakince yaşadılar.
Either of the two must go.
- İkisinden biri gitmeli.
Tom and Mary are a musical duo.
- Tom ve Mary müzikal bir ikilidir.
Tom and Mary are both pretty ambitious, aren't they?
- Tom ve Mary ikisi de çok hırslı, değil mi?
Tom and Mary are both ambitious, aren't they?
- Tom ve Mary ikisi de hırslı, değil mi?
The only room available is a double.
- Mevcut tek oda iki kişiliktir.
They need to eat double that amount.
- O miktarın iki katını yemeliler.