ikincisi

listen to the pronunciation of ikincisi
Türkçe - İngilizce
latter

Fish and meat are both nourishing, but the latter is more expensive than the former. - Balığın ve etin besin değerleri yüksek ama ikincisi öncekine göre daha pahalıdır.

The French and the English like drinking, but the latter prefer beer whereas the former go in for red wine. - Fransızlar ve İngilizler içki içmeyi severler ama birincisi kırmızı şarap için içeriye girerken ikincisi birayı tercih eder.

second one

Among these views, the second one is of importance. - Bu görüşler arasında ikincisi önemlidir.

ikinci
second

His second son married and settled down. - Onun ikinci oğlu evlendi ve yuva kurdu.

Osaka is the second largest city of Japan. - Osaka, Japonya'nın ikinci en büyük şehridir.

ikinci
vice
ikinci
(Ticaret) sub
ikinci
(Askeri) metacenter
ikinci
under-
ikinci
extra
ikinci
(Bilgisayar) second place

Tom ended in second place. - Tom ikinci sırada bitirdi.

Our friend finished the race in second place. - Arkadaşımız yarışı ikinci sırada bitirdi.

ikinci
deux
ikinci
sub-
ikinci
collateral
ikinci
to second
ikinci
(yarış) runner up
ikinci
second; secondary; second
ikinci
deutero
ikinci
secondary

This problem is only of secondary importance. - Bu problem sadece ikincil derecede önemli.

There are three primary colours and nine secondary colours for a total of twelve colours. - On iki rengin bir toplamı için üç ana renk ve dokuz ikinci derecede renk vardır.

ikinci
the second; the second person; the second one: son sınıfın ikincisi the salutatorian. İ
ikinci
vice-, sub-
ikinci
secondo
ikinci
sec

Doctors refused to perform a second operation. - Doktorlar ikinci operasyonu uygulamayı reddettiler.

Muiriel is the second member of Tatoeba. - Muiriel, Tatoeba'nın ikinci üyesidir.

ikinci
side
ikinci
2nd
ikinci
runner up
yarış ikincisi
runner up
Türkçe - Türkçe

ikincisi teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı

ikinci
Birinciden sonra gelen kimse veya nesne
ikinci
Sırada önem bakımından birinciden sonra gelen: "Tevfik'in alçak gönüllü, hep ikinci planda kalma olgunluğundaki pişekârlığı Dümbüllü'ye sanatını en iyi değerlendirme olanağını sağlardı."- H. Taner
ikinci
Yeni, bir başka
ikinci
Birinciden sonra gelen kimse veya nesne: "İhtiyarın iki çocuğundan birini öldürdüler... İkincisini de öldürmeye kalktılar."- R. N. Güntekin
ikinci
Değer ve kalitece birinciden sonra gelen: "Evde pişirip yedikleri çikolatanın kalitesi ikinci idi."- S. F. Abasıyanık
ikinci
Sırada önem bakımından birinciden sonra gelen
ikinci
Değer ve kalitece birinciden sonra gelen
ikinci
İki sayısının sıra sıfatı
ikinci
sani
ikinci
tali
İkinci
(Osmanlı Dönemi) SANİ