Büyükbabam kendisi için mobilya yapardı.
- My grandfather used to make furniture for himself.
O, arkadaşlarına karşı zorbalık yapardı.
- He used to bully his friends.
O, atmosferdeki karbon dioksit miktarlarının artmasından dolayı Dünyanın ısınmasını tanımlamak için kullanılan bir terimdir.
- It is a term used to describe the warming of the earth due to increasing amounts of carbon dioxide in the atmosphere.
O araba satıcısı bu kullanılmış Toyota'nın iyi durumda olduğunu söylediğinde bana yanlış bilgi vermiş.
- That car dealer gave me a bum steer when he told me this used Toyota was in good condition.
O, bana Tom olarak hitap ederdi.
- She used to address me as Tom.
Tom, Boston'dan nefret ederdi.
- Tom used to hate Boston.
Herkesin önünde konuşmalar yapmaya alışık değilim.
- I'm not used to making speeches in public.
Bu ısıya alışık değilim.
- I'm not used to this heat.
Ne zaman yatmaya alışkınsın?
- What time are you used to going to bed?
O uzun mesafe yürümeye alışkın.
- He is used to walking long distances.