I arrived in Kobe around two thirty.
- Yaklaşık iki otuzda Kobe'ye vardım.
He can't be under thirty.
- O otuzdan aşağı olamaz.
The speech lasted thirty minutes.
- Konuşma otuz dakika sürdü.
Ten, twenty, thirty, forty, fifty, sixty, seventy, eighty, ninety, one hundred.
- On, yirmi, otuz, kırk, elli, altmış, yetmiş, seksen, doksan, yüz.