paylaşma

listen to the pronunciation of paylaşma
Türkçe - İngilizce
communion
sharing (something)
division
(Ticaret) partition
share

Not all Americans shared Wilson's opinion. - Bütün Amerikalılar Wilson'un görüşünü paylaşmadı.

Eleanor though the daughter of a king and brought up in the greatest luxury determined to share misfortune with her husband. - Bir kralın kızı olarak düşünülen ve büyük lüks içinde yetiştirilen Eleanor kocasıyla bu tersliği paylaşmaya karar verdi.

{i} sharing

I don't mind sharing a room with Tom. - Tom'la bir odayı paylaşmayı umursamıyorum.

Everyone should discover for themselves the happiness of sharing. - Herkes kendisi için paylaşmanın mutluluğunu araştırmalı.

paylaşmak
share

Do you want to share my dessert with me? - Tatlımı benimle paylaşmak ister misin?

Germany shares a border with France. - Almanya, Fransa ile bir sınır paylaşmaktadır.

paylaşmak
{f} split
paylaşmak
to share

You have to share the cake equally. - Pastayı eşit olarak paylaşmak zorundasın.

I don't want to share my room with Tom. - Odamı Tom'la paylaşmak istemiyorum.

paylaşmak
pass

Fadil was making an effort to share Layla's passions. - Fadıl, Leyla'nın tutkularını paylaşmak için çaba harcıyordu.

paylaşmak
whack up
paylaş
{f} shared

Personal life of Larry Ewing was shared in a website. - Bir web sayfasında, Larry Ewing'in özel hayatı paylaşıldı.

I shared my room with sysko. - Ben odamı sysko ile paylaştım.

paylaş
divvy up
paylaş
{f} sharing

Nakido is a file sharing platform. - Nakido bir dosya paylaşım platformudur.

I'm sharing my flat with my brother. - Apartman dairemi erkek kardeşimle paylaşıyorum.

paylaş
{f} share

I share the room with my sister. - Odayı kız kardeşimle paylaşıyorum.

The children shared a pizza after school. - Çocuklar okuldan sonra bir pizzayı paylaştılar.

paylaşmak
double up
paylaşmak
go shares
paylaşmak
divvy up
paylaşmak
pool
acısını paylaşma
sympathy
başrol paylaşma
co starring
derdini paylaşma
commiseration
hakça paylaşma
(Hukuk) equitable share
masraf paylaşma
expense-sharing
paylaşmak
divvy
paylaşmak
share out
paylaşmak
partake
paylaşmak
go snacks
paylaşmak
participate of
paylaşmak
divide
paylaşmak
cast in
paylaşmak
double up on
paylaşmak
whack
Türkçe - Türkçe
Paylaşmak işi
paylaşmak
Aralarında bölüşmek, pay etmek, üleşmek: "Biz de bu yayınları onlarla paylaşmayı kabul ettik."- H. Taner
paylaşmak
Katılmak
paylaşmak
Aralarında bölüşmek, pay etmek, üleşmek
paylaşma