şu

listen to the pronunciation of şu
Турецкий язык - Английский Язык
(İnşaat) that

This is a house and that is a mosque. - Bu bir ev, şu ise camidir.

Look at that mountain which is covered with snow. - Karlarla örtülü şu dağa bak.

quod
that, this; that one
şu ana kadar
so far

You have been doing well at school so far. - Şu ana kadar okulda iyi gidiyorsun.

How many computers have you had so far? - Şu ana kadar kaç tane bilgisayarın oldu?

şu an
{i} present

At present they are working for a big company in England. - Onlar şu anda İngiltere'de büyük bir şirket için çalışıyorlar.

My uncle is staying in Hong Kong at present. - Amcam şu anda Hong Kong'da kalmaktadır.

şu anda
currently

Tom isn't currently in prison. - Tom şu anda hapishanede değil.

Tom currently teaches English in Japan. - Tom şu anda Japonya'da İngilizce öğretiyor.

şu anda
just now, at present, at the moment
şu anda
now

What I want now is not money, but time. - Şu anda istediğim para değil, fakat zamandır.

I just bet you were thinking something perverse just now. - Ben, şu anda ters bir şey düşündüğüne dair bahse girerim.

şu ana kadar
up till now
şu ana kadar
by now

Tom certainly has had more than one job offer by now. - Tom şu ana kadar birden fazla iş teklifi aldı.

Tom is worried because he should have heard from Mary by now. - Tom şu ana kadar Mary'den bir haber almış olması gerektiği için endişeli.

şu ana kadar
until now

Sorry, I didn't read your comment until now. - Üzgünüm, şu ana kadar yorumunuzu okumadım.

For some reason the microphone wasn't working until now. - Bazı nedenlerden dolayı mikrofon şu ana kadar çalışmıyordu.

şu ana kadar
up to now

Up to now I've never been abroad. - Şu ana kadar hiç yurt dışında bulunmadım.

Next time I switch jobs, I need work that will let me make use of the experience I've gained up to now. - Gelecek sefer iş değiştireceğim. Benim şu ana kadar kazandığım deneyimi kullanmama izin verecek işe ihtiyacım var.

şu anda
yet

At present, consensus has yet to be reached. - Şu anda, yine de görüş birliğine varılmalı.

Do you have any plans yet? - Şu anda hiç planın var mı?

şu anda
just now

I just bet you were thinking something perverse just now. - Ben, şu anda ters bir şey düşündüğüne dair bahse girerim.

I was just now thinking about that problem. - Şu anda o sorun hakkında düşünüyordum.

şu anda
for the present
şu anda
(Konuşma Dili) here and now

I can't answer you here and now. - Sana burada ve şu anda cevap veremem.

şu anki
current

I am content with my current position. - Şu anki pozisyonumdan memnunum.

Tom suggested that Mary should resign from her current job and find another one. - Tom Mary'nin şu anki işinden istifa etmesi ve yeni bir tane bulması gerektiğini önerdi.

şu anki
going
şu anki
currently
şu şekilde
thus
şu şekilde
thus and so
şu an
this instant
şu ana kadar
yet

Bill, did you take Spot for a walk yet? - Bill, şu ana kadar Spot'u yürüyüşe çıkardın mı?

Have you finished reading today's paper yet? - Şu ana kadar bugünkü gazeteyi okumayı bitirdin mi?

şu ana kadar
as yet
şu ana kadar
ever

This was the first Japanese food I had ever tasted. - Şu ana kadar tattığım ilk Japon yemeği buydu.

Nothing is ever right. - Şu ana kadar hiçbir şey doğru değil.

şu ana kadar
thus far
şu anda
presently

I am presently working in the hotel kitchen. - Ben şu anda otel mutfağında çalışıyorum.

It is an ancient midden, presently an archaeological treasury. - Eski bir çöp yığını şu anda arkeolojik bir hazinedir.

şu anda
at present

At present they are working for a big company in England. - Onlar şu anda İngiltere'de büyük bir şirket için çalışıyorlar.

I don't need money at present. - Benim şu anda paraya ihtiyacım yok.

şu anda
at the present time
şu an
{i} now

Long skirts are out of fashion now. - Şu an uzun eteklerin modası geçmiştir.

What I want now is not money, but time. - Şu anda istediğim para değil, fakat zamandır.

Şu ana kadar
up until now
Şu anda
now to
şu an
at the moment

Our prospects for victory are excellent at the moment. - Zafer umutlarımız şu anda mükemmel.

Can you mention some celebrities in Italy at the moment? - Şu anda İtalya'daki bazı ünlülerden bahsedebilir misin?

şu anda
at the moment

Can you mention some celebrities in Italy at the moment? - Şu anda İtalya'daki bazı ünlülerden bahsedebilir misin?

He is on another phone at the moment. - O şu anda başka bir telefonda.

şu sıralar
recently

We have recently discussed this problem. - Şu sıralar bu problemi tartıştık.

I've been spending a lot of time studying for IT certifications recently. - Şu sıralar BT sertifikasyonlarına çalışmaya çok vakit harcıyorum.

şu an
at present

My uncle is staying in Hong Kong at present. - Amcam şu anda Hong Kong'da kalmaktadır.

I don't need money at present. - Benim şu anda paraya ihtiyacım yok.

şu ana kadar
up to the present
şu anki
present

Your present trouble is on my mind all the time. - Senin şu anki sorunun her zaman aklımda.

Tom isn't content with his present salary. - Tom şu anki maaşından memnun değil.

şu günlerde
1. in the near future, any day now. 2. in these days: in those days
şu günlerde
in these days
Турецкий язык - Турецкий язык
Bu kelimesine göre yerde, zamanda veya söz zincirinde biraz uzak olanı belirten gösterme sıfatı: "Masanın üstünde şu mektubu buldu"- M. Ş. Esendal
Biraz uzakta olan bir varlığı veya biraz önce anılan bir şeyi işaret yolu ile belirtmek için kullanılan gösterme zamiri
(Osmanlı Dönemi) (-) (-Şuy) f. Temizleyen, yıkayan
Pasta hamuru
Bu kelimesine göre yerde, zamanda veya söz zincirinde biraz uzak olanı belirten gösterme sıfatı