staying, serving, attending

listen to the pronunciation of staying, serving, attending
İngilizce - Türkçe

staying, serving, attending teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

waiting
{i} bekleyiş
waiting
{s} bekleme

Beklemenin bir faydası yok. - There's no point in waiting.

Jim bizi beklemesinin bir sakıncası olmayacağını söyledi. - Jim said that he wouldn't mind waiting for us.

waiting
{s} ihtiyatlı
waiting
{s} temkinli
waiting
{i} eşlik
waiting
bekle
waiting
{i} refakât
waiting
{f} bekle

Bekleme salonunda beş hasta vardı. - There were five patients in the waiting room.

Bir otobüs beklerken, arkadaşımla buluştum. - Waiting for a bus, I met my friend.

waiting
bekleyen

Çizim odasında bekleyen bazı misafirler vardı. - There were some guests waiting in the drawing room.

Kütüphanenin önünde beni bekleyen bir arkadaşım var. - I have a friend waiting for me in front of the library.

waiting
bekleyerek

Uzun bir süre beni bekleyerek durdu. - She stood waiting for me for a long time.

Seni bekleyerek tüm sabahı boşa harcadım. - I wasted all morning waiting for you.

İngilizce - İngilizce
{a} waiting
staying, serving, attending