tüccar

listen to the pronunciation of tüccar
Türkçe - İngilizce
{i} merchant

The rich merchant adopted the boy and made him his heir. - Zengin tüccar çocuğu evlatlık aldı ve onu mirasçısı yaptı.

He has two sons who became merchants. - Onun tüccar olan iki oğlu var.

dealer

The dealer took advantage of her ignorance and bought the picture very cheap. - Tüccar onun cehaletinden faydalandı ve resmi çok ucuz aldı.

Tom is an art dealer. - Tom bir sanat tüccarı.

trader

The oldest brother became a successful trader. - En büyük erkek kardeş başarılı bir tüccar oldu.

The older brother became a successful trader. - Büyük erkek kardeş başarılı bir tüccar oldu.

tradesman
merchant, trader, dealer (in sth)
commercial man
monger
deal

The dealer took advantage of her ignorance and bought the picture very cheap. - Tüccar onun cehaletinden faydalandı ve resmi çok ucuz aldı.

Tom is an art dealer. - Tom bir sanat tüccarı.

tüccar kadın
feme trader
tüccar loncası
hanse
tüccar terzi
merchant tailor
toptan mal satan tüccar
jobber
eski japonya'da tüccar sınıfı
the old merchant class in Japan
hristiyan tüccar
christians merchant
hileci tüccar
wheeler dealer
hintli tüccar
banian
yetkisiz tüccar
interloper
zengin tüccar
merchant prince
Türkçe - Türkçe
(Osmanlı Dönemi) (Tâcir. C.) Tacirler, satıcılar. Ticaret yapanlar
Ticaret yapan, ticaretle uğraşan kimse, tacir
Ticaret yapan, ticaretle uğraşan kimse, tacir: "Ova köylerinde sözü geçen bir koyun tüccarı ile orada buluşacaktı."- T. Buğra
bezirgan
tüccar