tuval

listen to the pronunciation of tuval
Türkçe - İngilizce
{i} canvas

A painter paints his pictures on canvas. But musicians paint their pictures on silence. We provide the music, and you provide the silence. - Ressam resimlerini tuvalin üzerine yapar, müzisyenlerse sessizliğin üzerine. Biz müziği sunarız, siz ise sessizliği.

His eyes got stuck on the canvas on the wall. - Onun gözleri duvardaki tuvale takıldı.

canvas (for an oil painting)
stretcher
toile

Excuse me, is there a toilet nearby? - Affedersiniz, yakında bir tuvalet var mı?

Tom asked Mary to pick up some toothpaste and some toilet paper at the supermarket. - Tom Mary'in markette biraz diş macunu ve biraz tuvalet kağıdı almasını istedi.

twill
tahta tuval
panel
tahta tuval
panel board
İngilizce - İngilizce
{i} name
Türkçe - Türkçe
(Osmanlı Dönemi) Uzun
Ressamların kullandığı gerdirilmiş keten, kenevir veya pamuklu kaba kumaş üzerine yapılan resim
Ressamların kullandığı gerdirilmiş keten, kenevir veya pamuklu kaba kumaş
Yağlı boya resim yapmaya yarayan bez ve bu bez üzerine yapılmış tablo
Yağlıboya resim yapmaya yarayan bez ve bu bez üzerine yapılmış tablo