uzun dönem

listen to the pronunciation of uzun dönem
Türkçe - İngilizce
long-range
(Ticaret) long-term

There is a lack of long-term vision for Europe. - Avrupa için uzun dönemli bir vizyon eksikliği var.

Three long-term inmates of the state penitentiary have just escaped. - Devlet ceza evinden üç uzun dönem mahkum kaçtı.

long-run
long run

We will become happy in the long run. - Uzun dönemde mutlu olacağız.

long haul
uzun dönem büyüme
(Ticaret) long-term growtb
uzun dönem