Ben dışarıya giderken yanımda bir şemsiye alırım.
- I take an umbrella with me when I go out.
Benim yanımda şemsiyem vardı fakat arkadaşımın yoktu.
- I had an umbrella with me but my friend did not.
Bunun üzerine Tom'a yardım edemeyiz.
- We can't help Tom with that.
Eğer istiyorsan bizimle birlikte gelebilirsin.
- Come along with us if you like.
Bize ve başka herkese bu günü hatırlatmak için, bizimle birlikte herkese bir ağaç dikmesini rica ediyorum.
- In order to make us and everyone else remember this day, I ask everyone to plant a tree with us.
Seninle yaşamaktan hoşlanıyorum.
- I like living with you.
Seninle seyahat etmek istiyorum.
- I want to travel with you.
Kızı onunla birlikte herhangi bir yere gitmeye isteklidir.
- His daughter is eager to go with him anywhere.
Onunla beraber olduğun sürece mutlu olamazsın.
- As long as you are with him, you can't be happy.
Mağazaya benimle gelecek misin?
- Will you come with me to the store?
Kulübün bütün üyeleri benimle anlaştılar.
- All the members of the club agreed with me.
Sizinle yaşamayı seviyorum.
- I love living with you.
Ben sizinle birlikte gitmek için hazırım.
- I am ready to go with you.
Tom bununla birlikte uzaklaşmayacaktır.
- Tom won't get away with this.
Bununla bir sorunun var mı?
- Do you have a problem with this?
Jack is sick today and doesn't really seem with it.
... directing this video with her ourselves. ...
... that was about her healing journey. ...