Malicious gossip spreads like wildfire. I guess that's why they say bad news travels fast.
- Kötü niyetli dedikodular orman yangını gibi yayılır.Sanırım kötü haber tez yayılır demelerinin nedeni budur.
Ebola spreads from person to person through bodily fluids.
- Ebola vücut sıvıları yoluyla insandan insana yayılır.
Life isn't tied with a bow, but it's still a gift.
- Hayat bir yayla bağlı değildir ama o hâlâ bir hediyedir.
In Japan, bowing is common courtesy.
- Japonya'da eğilmek yaygın bir nezakettir.
Tom often thinks of Mary when he hears a string quartet.
- Tom yaylı sazlar dörtlüsü duyduğunda sık sık Mary'yi düşünür.
A violin is a stringed instrument.
- Keman, yaylı bir enstrümandır.
The fire, which has been raging for over a week in eastern California, continues to expand.
- Bir haftadır kırıp geçiren Doğu Kaliforniya'daki yangın, yayılmaya devam ediyor.
Why was this news released?
- Bu haber neden yayımlandı?
The Steve Miller Band released a new album in June of 2010.
- Steve Miller Band, 2010'un Haziranında yeni bir albüm yayınladı.
Who is likely to be spreading that information?
- O bilgiyi muhtemelen kim yayıyor?
She tried to prevent the rumor from spreading.
- O, söylentinin yayılmasını engellemeye çalıştı.
That organization disseminates a lot of information, none of which can be trusted.
- O örgüt hiçbiri güvenilir olamayacak kadar çok bilgiyi yaymaktadır.
The fire spread and licked the neighboring house.
- Yangın yayıldı ve komşu evi yaladı.
The fire had spread to the next building before the firemen came.
- İtfaiye gelmeden yangın sonraki binaya yayıldı.
The arc of the moral universe is long, but it bends toward justice.
- Ahlaki evrenin yayı uzun, ancak adalete doğru eğilir.
Even the best cars emit carbon dioxide
- En iyi arabalar bile karbon dioksit yayar.
Bicycles are a form of transportation that provides exercise and does not emit pollution.
- Bisikletler egzersiz sağlayan ve kirliliği yaymayan bir ulaştırma şeklidir.
Yay! I have finally finished my work!.