Don't put children into the bag.
- Çocukları çantaya koymayın.
My bag is too old. I must buy a new one.
- Çantam çok eski. Yeni bir tane almalıyım.
The pencil case is on the table.
- Kalem çantası masanın üzerinde.
I can't find my vanity case.
- Makyaj çantamı bulamıyorum.
This is the same purse that I lost a week ago.
- Bu, bir hafta önce kaybettiğim aynı çanta.
Mrs. Baker had her purse stolen.
- Bayan Baker çantasını çaldırdı.
Although Eri's suitcase looks heavy, it's actually very light.
- Eri'nin çantası ağır gözükmesine rağmen, aslında oldukça hafiftir.
Keep an eye on my suitcase while I get my ticket.
- Ben biletimi alırken çantama dikkat et.
Jane has five handbags.
- Jane'in beş el çantası vardır.
She was robbed of the handbag that she had bought last week.
- Onun geçen hafta satın aldığını çanta çalındı .
The money was stolen from his briefcase.
- Para evrak çantasından çalındı.
Tom left his briefcase on the subway.
- Tom çantasını metroda bıraktı.
Where is my satchel? It's on the chair.
- Omuz çantam nerede? Sandalyenin üstünde.