We got him to carry our bag.
- Ona çantamızı taşıttık.
Don't put children into the bag.
- Çocukları çantaya koymayın.
Put the case in the hands of the police.
- Çantayı polise bırakın!
Tom was carrying a duffel bag and a guitar case.
- Tom bir spor çantası ve bir gitar çantası taşıyordu.
This is the same purse that I lost a week ago.
- Bu, bir hafta önce kaybettiğim aynı çanta.
He stole my purse from me.
- O, benden çantamı çaldı.
Keep an eye on my suitcase while I buy my ticket.
- Biletimi alırken çantama göz kulak ol.
Although Eri's suitcase looks heavy, it's actually very light.
- Eri'nin çantası ağır gözükmesine rağmen, aslında oldukça hafiftir.
Jane has five handbags.
- Jane'in beş el çantası vardır.
This handbag is made of paper.
- Bu çanta kağıttan yapılmıştır.
My briefcase is full of papers.
- Evrak çantam kağıtlarla doludur.
The money was stolen from his briefcase.
- Para evrak çantasından çalındı.
Where is my satchel? It's on the chair.
- Omuz çantam nerede? Sandalyenin üstünde.