terk edilmiş

listen to the pronunciation of terk edilmiş
التركية - الإنجليزية
desolated
derelict
abandoned

He hid in an abandoned building. - O, terk edilmiş bir binada saklandı.

He likes abandoned buildings. - O, terk edilmiş binaları seviyor.

deserted

The place is completely deserted. - Mekan tamamen terk edilmiş.

Marilla felt deserted by everyone. She could not even go to Mrs. Lynde for advice. - Marilla kendini herkes tarafından terk edilmiş hissetti. Tavsiye için Bayan Lynde'ye bile gidemedi.

lorn
solitary
terk edilmiş çocuklar
abondoned children
terkedilmiş
derelict
terkedilmiş
{s} abandoned

The police found a dead body in an abandoned car near the park. - Polisler park yakınında terkedilmiş bir arabada bir ceset buldu.

The small town, abandoned long ago, seems frozen in time. - Uzun zaman önce terkedilmiş küçük kasaba zamanla donmuş gibi görünüyor.

terkedilmiş
forsaken
terkedilmiş
disused
terkedilmiş
vacant
terkedilmiş
{s} desolate

The town was desolate after the flood. - Kasaba selden sonra terkedilmişti.

terkedilmiş
forlorn
terkedilmiş
lovelorn
terkedilmiş
{s} deserted

The whole building was deserted. - Bütün bina terkedilmişti.

The place is apparently deserted. - Görünüşe göre yer terkedilmiş.

terkedilmiş
quitted
terkedilmiş
lonely
terkedilmiş
godforsaken
pist terk edilmiş
(Havacılık) clear of the runway
terkedilmiş
waste
terk edilmiş
المفضلات