terk edilmiş

listen to the pronunciation of terk edilmiş
Türkçe - İngilizce
desolated
derelict
abandoned

Tom was kidnapped and held by his captors in an abandoned building on Park Street. - Tom kaçırıldı ve kaçıranlar tarafından Park Caddesinde terk edilmiş bir binada tutuldu.

He hid in an abandoned building. - O, terk edilmiş bir binada saklandı.

deserted

If you had to spend the rest of your life on a deserted island, who would you spend it with? - Hayatının geriye kalanını terk edilmiş bir adada geçirmek zorunda olsan, onu kiminle geçirirsin?

Tom felt a little uneasy as he walked down the deserted street in the middle of the night. - Tom gecenin ortasında terk edilmiş sokaktan aşağıya doğru yürürken biraz huzursuz hissetti.

lorn
solitary
terk edilmiş çocuklar
abondoned children
terkedilmiş
derelict
terkedilmiş
{s} abandoned

There was an abandoned car by the river. - Irmağın kenarında terkedilmiş bir araba vardı.

The abandoned city was swallowed by the jungle. - Terkedilmiş şehir, orman tarafından yutuldu.

terkedilmiş
forsaken
terkedilmiş
disused
terkedilmiş
vacant
terkedilmiş
{s} desolate

The town was desolate after the flood. - Kasaba selden sonra terkedilmişti.

terkedilmiş
forlorn
terkedilmiş
lovelorn
terkedilmiş
{s} deserted

Tom broke into the deserted shack. - Tom terkedilmiş kulübeye zorla girdi.

The place is almost deserted. - Yer neredeyse terkedilmiş.

terkedilmiş
quitted
terkedilmiş
lonely
terkedilmiş
godforsaken
pist terk edilmiş
(Havacılık) clear of the runway
terkedilmiş
waste