Yakınlarda bir çiçek mağazası var.
- There is a flower shop near by.
Yakınlarda ucuz bir otel biliyor musun?
- Do you know a cheap hotel nearby?
Yoldan geçerken az kalsın araba çarpıyordu.
- He was nearly hit by the car while crossing the street.
Yakında bir telefon var mı?
- Is there a telephone near by?
Kasabada veya kasabanın yakınında bir veya iki büyük fabrika kurulduysa, insanlar iş bulmaya gider, ve yakında bir endüstriyel alan büyümeye başlar.
- After one or two large factories have been built in or near a town, people come to find work, and soon an industrial area begins to develop.
O en ufak bir şeye darılıyor, ona söylediğimiz yaklaşık her şeye itiraz ediyor.
- He's offended at the slightest thing, he takes exception to nearly everything we say to him.
İstasyona geri dönüş uzun bir yol olmasına rağmen, eski vagon yavaş yavaş yaklaştı.
- Although it was a long way back to the station, little by little the old wagon drew near.
Yakında bir restoran var mı?
- Is there a restaurant close by?
Tom oldukça yakında yaşıyor.
- Tom lives quite close by.
Eczane, hastanenin yakınında.
- The pharmacy is near the hospital.
Bugün Almanya'da, Pazartesi günü kundaklamada üç Türk'ün öldürüldüğü Hamburg'un yakınında bir yer de dahil birçok şehirde şiddet karşıtı mitingler gerçekleşti.
- In Germany today, anti-violence rallies took place in several cities, including one near Hamburg where three Turks were killed in an arson attack on Monday.
Neredeyse boğuluyordum.
- I came near to being drowned.
O çift neredeyse her gece içer.
- That couple gets soused nearly every night.
Araba frenleri sıkıştığında neredeyse bir kaza yapıyorduk.
- We nearly had an accident when the car brakes jammed.
Biz hemen hemen hazırız.
- We're pretty near done.
Hemen hemen hiç yakın dostu yoktur.
- She has nearly no close friends.