many, different, distinct

listen to the pronunciation of many, different, distinct
Английский Язык - Турецкий язык

Определение many, different, distinct в Английский Язык Турецкий язык словарь

several
(İnşaat) birkaç

Resmin tahmini değeri birkaç milyon dolar. - The value of the painting was estimated at several million dollars.

Ikeda birkaç aptalca hata yaptı ve bu yüzden ona bölüm başkanı tarafından ağzının payı verildi. - Ikeda made several silly mistakes, and so he was told off by the department head.

several
{s} birbirinden farklı
several
{s} değişik

Kelimenin değişik anlamları vardır. - The word has several meanings.

several
{s} farklı

Senin ve onun arasında birkaç önemli farklılık var. - There are several important differences between you and him.

Şehir hayatının farklı avantajları var. - There are several advantages to city life.

several
sürüsüne bereket
several
(Kanun) bağımsız
several
bazısı
several
ayrı ayrı
several
kendi

Tom birkaç dili akıcı olarak konuşur fakat onun işi gereği, o sadece kendi ana diline çeviri yapar. - Tom speaks several languages fluently, but for his job, he only translates into his native language.

Ben de aynı şeyi birkaç kez kendim yaptım. - I've also done the same thing several times myself.

several
çeşitli

Bando çeşitli marşlar çaldı. - The band played several marches.

Hayatımda çeşitli hatalar yaptım. - I've made several mistakes in my life.

several
bir kaçı
several
kimi
several
birtakım

Birtakım Avrupa ülkelerinde geçerli para birimi avrodur. Simgesi € şeklindedir. Bir avro yaklaşık iki Türk lirası değerindedir. - In several European countries, the current currency is the euro. Its symbol is €. One euro is worth about two Turkish lira.

several
severally birer birer
several
{s} bir takım

Son fırtınada bir takım evler hasar gördü. - Several houses were damaged in the last storm.

Bir takım hataların birleşimi kazaya neden oldu. - A combination of several mistakes led to the accident.

several
tek

Tom yıllarca tek başına yaşadı. - Tom lived alone for several years.

O, bu öğüdü toplantı boyunca birkaç defa daha tekrarladı. - He reiterated this advice several more times during the meeting.

several
{s} ayrı, tek
Английский Язык - Английский Язык
{a} several
many, different, distinct
Избранное